Ana içeriğe atla

TÜBİTAK PROJESİ ve AMERICAN LIFE YIL SONU GÖSTERİSİ

Merhaba!

Biliyorum, yine yazmayalı uzun zaman oldu. Bunun için özür dilerim. Ama yazın olabildiğince düzene girmeye çalışacağım.

Bugünkü konumuz, her ikisine de haftalarca emek verdiğim, geçen haftalarda beni yorgunluktan ölüp bitiren iki etkinlik: TÜBİTAK PROJESİ ve AMERICAN LIFE END OF THE YEAR.

İlk önce Tübitak hakkında konuşmak istiyorum. Tübitak için ben Küçük Kara Balık oldum. Aman dikkat, sadece öyle kostüm geçirip insanlara saf saf bakmadım. Ben bizzat, ciddi ciddi, insanlarla konuşup tanışan, onu tanıyanlarla sohbet eden, tanımayanlara bütün macerasını anlatan, gerçek Küçük Kara Balık oldum. Veliler olsun, öğretmenler olsun, öğrenciler olsun bize büyük ilgi gösterdiler. Gerçekten bir Küçük Kara Balık gibi davranmak için kitabı çok kez okudum. Öğretmenimizle okul dışında bile görüşüp çalıştık. Sabah 10'dan, akşam 4'e kadar hiç oturmadan, aynı şeyleri anlatıp anlatıp durdum. Böyle dediğime bakmayın, cidden çok eğlendim ve yorulduğuma değdi. Sevgili öğretmenimiz Semra Hoca'ya bana bunu deneyimleme fırsatı verdiği için teşekkür ediyor, bir veliyle yaşadığım bir olayı anlatarak, diğer konuya geçiyorum:

Velilerin ziyaret etme vakti gelmişti. Birçok veliyle karşılaştım, konuştum ama bir veli vardı ki kendimi gülmemek için zor tuttum. Aramızda geçen konuşma şöyle: "Merhaba, ben Küçük Kara Balık, daha önceden hiç serüvenlerimi okumuş muydunuz?", "Hayır, ama bazen televizyonda çıkıyor, izliyorum.", "Efendim, benim serüvenlerim televizyonda yayınlanmıyor.", "Yok bazen belgeselde çıkıyor izliyorum." ... 😃

Şimdi bir diğer konu olan yıl sonu gösterimizle devam ediyoruz. Öğretmenimizden duyduğumuza göre diğer öğretmenlerimizin de beğenisini kazandığımız bir drama gösterisiydi bizimki. Ben Agony Aunt'tum. Bilmeyenler için anlatayım, bir gazeteci olan Güzin Sayar (Namıdiğer Güzin Abla) köşe bölümünde dertlerini paylaşan insanlara, yine aynı bölümden derman olan bir ablamızdı. Amerika'daki versiyonu da Agony Aunt, bu da mektup şeklinde yapılıyor, biz de bunun show halini yaptık. Birçok dersimizi provalar için ayırdık. Yeri geldi erkenden de gittik, haftaiçi de gittik. Birçok kişi gelmek istediler, gelemeyen de oldu gelen de oldu. Hepsine buradan çok teşekkürler. Gösterinin bitişinde sertifikalar verildi. Bizim sınıf B1'i bitirdi. Bunu deneyimlememizi sağladığı için Hilal Hoca'ya çok teşekkürler, 150-200 insanın karşısında, hiç korkmadan ve heyecanlanmadan, özgüvenle bu işi yapmamızı sağladı. İyi ki var, onu çok seviyoruz. 💜❤️

Yine çok uzattım yahu. Neyse bugünlük bu kadardı. Okuduğunuz için teşekkürler. Umarım dolu dolu, sıkılmadan okuduğunuz bir yazı olmuştur. Bu arada blog yayınlarımın İngilizce haliyle de başka bir blog hesabında paylaşsam mı diyorum, aşağı yazarsanız çok sevinirim çünkü kararsızım. Başka ülkelerden okuyucularım olursa, daha kolay olabilir belki.

Bir dahaki yayında görüşmek üzere!

Seviliyorsunuz!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BLOGGER'DA ARTIK BEN DE VARIM!

Merhaba! Ben Ecem KOCA. 12 yaşındayım ve 6. Sınıfa gidiyorum. Doğma büyüme Kocaeliliyim, aslen Sivaslıyım. Atatürk Ortaokulunda okuyorum. Hobilerim, kitap okumak, yazılar yazmak, İngilizce konuşmak, ders çalışmak ve daha çok şey. Güzel olan neredeyse her şeyden hoşlanıyorum. :) Daha önceden kendime ait bir blog açmayı düşünmüştüm ama daha sonra vazgeçmiştim. Şimdi ise bu hesabı açmamın nedeni, BTY dersimizde blog konusunu işlememiz. Blog yayınlarımda hoşunuza gideceğini düşündüğüm şeylerden bahsedeceğim. Belki de çok az takipçim olacak ama ne biliriz, belki de fenomen olurum. :) İlk blog yayınımda bahsetmeden olmaz! Hayatımda hiç kola, dilimize markasıyla geçmiş olan içecek Fanta, soda, gazoz içmedim. Belki bir yayınımda da bundan bahsederim. :) Ayrıca gramerciyim, yazım hatalarına tahammülüm yoktur. O yüzden arkadaşlarım benden biraz bıktılar. Yazım ve noktalama yanlışları, özellikle -de eki, görünce dayanamam. Bundan bahsedebiliriz aslında. :) İlk yayınımı buraya bırakı...

CAN SINIF 6-C ve BEN

Merhaba! Yepyeni "Can Sınıf 6-C ve Ben" isimli yayınıma hoş geldiniz. Bugün sizlere arkadaşlarımdan, öğretmenlerimden tek tek bahsedeceğim. Belki de çok uzun bir yazı olacak ama olabildiğince sürükleyici yazmaya çalışacağım. Hazır mısınız? Huhuuuuu başlayalım o zaman. Durun durun! 6-C' den biri veya birileri bunu okuyorsa hemen kafasını kaşısın. Ders şeklinde devam edeceğim. İlk bahsedilmeye değer ders bence Türkçe. Türkçe dersinde anlatmaya doyum olunmayacak birçok hikaye var. Türkçe dersimizin öğretmeni, sınıf öğretmenimiz Semra Hoca. Kendisiyle çok güzel vakit geçiriyoruz. Biz onu çok seviyoruz, onunla çok eğleniyoruz. Semra Hoca bize her hafta mutlaka tarama yapar. Her perşembe bizimle öğlenleri yemek yer. Genellikle ortaokulda hiç böyle bir sınıf öğretmeni görülmemiş ama bize denk geldi. Bu yüzden çok şanslı ve mutlu hissediyoruz. Matematik de bizim için çok değerli bir ders. Matematik öğretmenimiz Gülsüm Hoca. Derste Gülsüm Hoca hep bize dersle ilgili güzel ta...

İNGİLİZCE VE BEN

Merhaba! "Hello!" mu demeliydim yoksa? :D Bu yayınımda sizlere İngilizceyle aramdaki ilişkiyi anlatacağım. Öncelikle ben A2-B1 seviyesinde İngilizce konuşuyorum. Ben ilkokula başlamadan bile İngilizceye karşı bir merak salmıştım. Nasıl öyle hızlı hızlı bıdı bıdı konuşuyorlar diye merak ediyor, ben de İngilizce konuşmak istiyordum. Okuma-Yazma bilmeden öğrenmem pek de kolay değildi ama etrafımda İngilizce konuşan birçok tanıdığım vardı. Evet, hayır, bir, iki, üç... Yavaş yavaş az az öğrendim. 1. sınıfta İngilizce dersi yoktu. 2. sınıfta başladı bizim İngilizce dersimiz. Cidden de çok sevmiştim.  Bu arada bizim İngilizce branş öğretmenimiz de yoktu, sınıf öğretmenimizin İngilizcesi iyi olduğundan o bize İngilizce öğretiyordu. Ama öğrenmemiz gereken her şeyi öğrenmiştik. Bu hep böyle devam etti. Ortaokulda İngilizce öğretmenimiz bir önceki yayında bahsettğim gibi Cem Hoca. İngilizceyi bizim için ne kadar hoş hale getirebliyorsa getirdi. Bizim İngilizceyi daha iyi anlamamız...