Merhaba!
Biraz ara verdim Blogger kullanmaya, uzun zaman oldu yazmadım. Sınav haftasıydı, bu yüzden sizlerden -yani 5 takipçimden :)- özür diliyorum. Bu blog yayınımda sizlere müzikle aramdaki ilişkiyi anlatacağım.
Öncelikle, küçükken ben hep şarkıcılara özenir, evde cırtlak mı cırtlak sesimle herkesin kulağını çınlatırdım. Yani ne güzel bir sesim, ne de çalabildiğim bir enstrüman vardı. İlkokulda kendi içimde bir müzikle ilgilenme isteği buldum ama nedendir bilmem, bunu dile getirmedim.
Sonra bir dizi takip etmeye başladım 4. sınıfta. Tabii ki öyle tek işim dizi izlemek gibiymiş değil, hoşuma gitmişti ve izliyordum. Onun jenerik müziği çok hoşuma gitmişti. Uzun süre onun müziğini her yeri bir davul ya da darbukaymışçasına kullandım ve ritim tutarak çaldım. Sonra bu diğer müziklerde de bu şekilde oldu. Her duyduğum müziğe artık fark etmeden bile ritim tutuyordum.
Bu çok uzun süre böyle devam etti. Bir gün, güne gittiğimizde orada gitar vardı. Bizimkiler de (sınıftakiler) hep gitar çalarlardı. Ben de o gün onlardan öğrenmiş olduğum bir parçayı kulaktan çalmayı denedim ve başardım. Annem de oradaydı ve yaptığıma şaşırmıştı. Ben sonra gitar çalmaya karar verdim. Yaz tatilini bekliyordum satın almak için. Sonra bu süreçte vazgeçtim ve bir bağlama satın almaya karar verdim. Ağustos 2017'de bir bağlama satın aldım. Şuana kadar hiçbir kursa gitmedim ama internetten öğrendiğim, etrafımda bağlama çalan insanlardan öğrendiğim kadarıyla birçok parçayı çalabiliyorum, hatta kulaktan nota da çıkarabiliyorum. Aynı zamanda gitarın da sadece birkaç tane akorunu çalamıyorum, arpej yapamıyorum ama gitarın çoğunu da çalabiliyorum.
Aslında ben babam bana söyleyene kadar müzik kulağının ne olduğunu bile bilmiyordum. Babam artık beni ritim tutarken kendimi ne kadar kaptırdığımı ve ne kadar müziğe uyumlu çaldığımı görünce bende müzik kulağı olduğunu söyledi. Ondan sonra ben de kendimi ona göre uyarlamaya başladım.
Hatta 2 tane şarkım da var. :P Birinin adı Ev Ödevi, birinin adı da Papağan. Bunları enstrüman çalmaya başlamadan besteleyip yazdığım içn notaya dökmemiştim. Bu aralar sınıfta favori 2 şarkımız var, Erzurumlu Niloya 3 (Eli Elime Değdi uyarlama) ve Sivas'ın Yollarına (herkesi Sivaslı ettiğim doğrudur :D) ve hiçbir kaynaktan yardım almadan sınıfta melodika üzerinden Erzurumlu Niloya için notalar çıkarttım:
FA SOL LA LA LA Sİ LA LA FA SOL LA LA Mİ SOL FA
Öfff, yine çok uzattım yayını. Olsun, umarım eğlenmiş ve sıkılmamışsınızdır. Eğer buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim ve buraya kadar okuduysanız yayınımda müzik kelimesinden başka en çok kullandığım kelime olan "kulak" kelimesini yoruma yazın. Unutmayın, seviliyorsunuz!
Bir dahaki yayında görüşmek umuduyla, görüşürüüüüüz!
Biraz ara verdim Blogger kullanmaya, uzun zaman oldu yazmadım. Sınav haftasıydı, bu yüzden sizlerden -yani 5 takipçimden :)- özür diliyorum. Bu blog yayınımda sizlere müzikle aramdaki ilişkiyi anlatacağım.
Öncelikle, küçükken ben hep şarkıcılara özenir, evde cırtlak mı cırtlak sesimle herkesin kulağını çınlatırdım. Yani ne güzel bir sesim, ne de çalabildiğim bir enstrüman vardı. İlkokulda kendi içimde bir müzikle ilgilenme isteği buldum ama nedendir bilmem, bunu dile getirmedim.
Sonra bir dizi takip etmeye başladım 4. sınıfta. Tabii ki öyle tek işim dizi izlemek gibiymiş değil, hoşuma gitmişti ve izliyordum. Onun jenerik müziği çok hoşuma gitmişti. Uzun süre onun müziğini her yeri bir davul ya da darbukaymışçasına kullandım ve ritim tutarak çaldım. Sonra bu diğer müziklerde de bu şekilde oldu. Her duyduğum müziğe artık fark etmeden bile ritim tutuyordum.
Bu çok uzun süre böyle devam etti. Bir gün, güne gittiğimizde orada gitar vardı. Bizimkiler de (sınıftakiler) hep gitar çalarlardı. Ben de o gün onlardan öğrenmiş olduğum bir parçayı kulaktan çalmayı denedim ve başardım. Annem de oradaydı ve yaptığıma şaşırmıştı. Ben sonra gitar çalmaya karar verdim. Yaz tatilini bekliyordum satın almak için. Sonra bu süreçte vazgeçtim ve bir bağlama satın almaya karar verdim. Ağustos 2017'de bir bağlama satın aldım. Şuana kadar hiçbir kursa gitmedim ama internetten öğrendiğim, etrafımda bağlama çalan insanlardan öğrendiğim kadarıyla birçok parçayı çalabiliyorum, hatta kulaktan nota da çıkarabiliyorum. Aynı zamanda gitarın da sadece birkaç tane akorunu çalamıyorum, arpej yapamıyorum ama gitarın çoğunu da çalabiliyorum.
Aslında ben babam bana söyleyene kadar müzik kulağının ne olduğunu bile bilmiyordum. Babam artık beni ritim tutarken kendimi ne kadar kaptırdığımı ve ne kadar müziğe uyumlu çaldığımı görünce bende müzik kulağı olduğunu söyledi. Ondan sonra ben de kendimi ona göre uyarlamaya başladım.
Hatta 2 tane şarkım da var. :P Birinin adı Ev Ödevi, birinin adı da Papağan. Bunları enstrüman çalmaya başlamadan besteleyip yazdığım içn notaya dökmemiştim. Bu aralar sınıfta favori 2 şarkımız var, Erzurumlu Niloya 3 (Eli Elime Değdi uyarlama) ve Sivas'ın Yollarına (herkesi Sivaslı ettiğim doğrudur :D) ve hiçbir kaynaktan yardım almadan sınıfta melodika üzerinden Erzurumlu Niloya için notalar çıkarttım:
FA SOL LA LA LA Sİ LA LA FA SOL LA LA Mİ SOL FA
Öfff, yine çok uzattım yayını. Olsun, umarım eğlenmiş ve sıkılmamışsınızdır. Eğer buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim ve buraya kadar okuduysanız yayınımda müzik kelimesinden başka en çok kullandığım kelime olan "kulak" kelimesini yoruma yazın. Unutmayın, seviliyorsunuz!
Bir dahaki yayında görüşmek umuduyla, görüşürüüüüüz!

Yorumlar
Yorum Gönder
Lütfen yorumlarınızda hakaret, küfür ve uygunsuz içerikler bulundurmayınız. Eğer böyle bir yoruma rastlarsanız lütfen aşağıdaki e-posta adresine bildiriniz:
ecemkocablog@gmail.com