Merhaba! Biraz ara verdim Blogger kullanmaya, uzun zaman oldu yazmadım. Sınav haftasıydı, bu yüzden sizlerden -yani 5 takipçimden :)- özür diliyorum. Bu blog yayınımda sizlere müzikle aramdaki ilişkiyi anlatacağım. Öncelikle, küçükken ben hep şarkıcılara özenir, evde cırtlak mı cırtlak sesimle herkesin kulağını çınlatırdım. Yani ne güzel bir sesim, ne de çalabildiğim bir enstrüman vardı. İlkokulda kendi içimde bir müzikle ilgilenme isteği buldum ama nedendir bilmem, bunu dile getirmedim. Sonra bir dizi takip etmeye başladım 4. sınıfta. Tabii ki öyle tek işim dizi izlemek gibiymiş değil, hoşuma gitmişti ve izliyordum. Onun jenerik müziği çok hoşuma gitmişti. Uzun süre onun müziğini her yeri bir davul ya da darbukaymışçasına kullandım ve ritim tutarak çaldım. Sonra bu diğer müziklerde de bu şekilde oldu. Her duyduğum müziğe artık fark etmeden bile ritim tutuyordum. Bu çok uzun süre böyle devam etti. Bir gün, güne gittiğimizde orada gitar vardı. Bizimkiler de (sınıftakiler)...